Headquarter: Merdivenköy Mh. Nur Sk. A Blok K:12 D:115 Business, 34730 Kadıköy/İstanbul
R&D Center: Bilişim Vadisi, Muallimköy Mah. Deniz Cad. No: 143/8 C1 Blok Zemin Kat Kapı No: Z01 Gebze/Kocaeli
Son yüzyılda, özellikle 1950'lerden itibaren yaşanan sanayileşme, nüfus artışı ve kentsel yayılma gibi dinamikler, sera gazı emisyonlarının hızla artmasına neden olmuştur. Bu süreçte fosil yakıtların yoğun kullanımı, enerji taleplerindeki büyüme ve yaşam tarzındaki değişiklikler atmosfere salınan karbon miktarını önemli ölçüde artırmıştır. Bu dönüşümler, fosil yakıtların ve endüstriyel enerji kaynaklarının daha fazla kullanımını teşvik etmiş, böylece çevresel yükü artırmıştır.
Bu etkilerin geniş çapta gözlemlenebilir sonuçları, uzun vadeli verilere dayanan grafiklerle de desteklenmektedir. Mevcut grafiğimizden anlaşıldığı üzere, 1851'den 2019'a kadar olan süreçte dünya genelindeki yıllık toplam sera gazı emisyonları ciddi bir artış göstermiştir. Özellikle 1950’lerden itibaren sera gazı emisyonlarındaki artış daha da hızlanmıştır. 1851 yılında dünya genelinde yaklaşık dört milyar ton karbondioksit eşdeğerinde olan emisyon miktarı zaman içindeki endüstriyel aktivitelerin ve enerji tüketiminin artmasıyla birlikte 2019 yılında 54,8 milyar ton karbondioksit eşdeğerine yükselmiştir. Bu yükseliş, geçmiş yıllara kıyasla önemli bir artışı işaret eder; özellikle 1990 doksan yılında kaydedilen yaklaşık otuz beş milyar tonluk emisyona göre %40 daha fazla bir artış gözlemlenmiştir.
Bu artışın temelinde yatan sebepler arasında küresel nüfusun artışı, sanayileşme süreçlerinin hız kazanması, kentsel alanların genişlemesi ve fosil yakıtların artan oranda kullanımı bulunmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemden itibaren, özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısında, teknolojik ilerlemeler ve tüketim alışkanlıklarındaki değişiklikler enerji kullanımını artırmış ve bu durum sera gazı emisyonlarının artmasına neden olmuştur. Enerji kullanımındaki bu verimsizlikler, sera gazı salımını daha da tetikleyerek, iklim değişikliği ve çevresel bozulma gibi küresel sorunlara yol açmış ve ekolojik dengeler üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Bu süreç, atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarının artışına önemli ölçüde katkıda bulunmuş ve gezegenimiz üzerindeki yaşamı tehdit eden çevresel değişikliklere neden olmuştur.
Kısacası, 1851’den bugüne uzanan süreçte, insanlığın ekonomik ve teknolojik faaliyetleri doğrudan sera gazı emisyonlarının artışına neden olmuş ve bu süreçteki emisyon miktarlarında dramatik bir yükseliş kaydedilmiştir.
Dünya Eşitsizlik Raporu, küresel emisyonların dağılımındaki adaletsizliği vurgulayarak, iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası işbirliğine ve adil politikalara duyulan acil ihtiyacı vurguluyor.
İklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir kilometre taşı olan net sıfır emisyona giden yolculuğa katılın. Birlikte hareket etmenin ve inovasyonun sürdürülebilir bir geleceğe giden yolu nasıl açtığını keşfedin.
Kapsam 1, 2 ve 3 emisyonları, şirketlerin çevresel etkilerini ölçmek ve sürdürülebilirlik çabalarını yönlendirmek için önemli veri kategorilerini temsil eder.