Sera Gazı Emisyonları ve Küresel Isınma Senaryoları

Mustafa Uysal
29 Aug, 20246 min read

Geçmişten günümüze süregelen küresel ısınmanın varlığı artık bilinen bir gerçektir. Peki, gelecekte dünyamızın ne kadar ısınacağını tahmin edebilir miyiz?

Bu bölümde, günümüzdeki mevcut bilgilere dayanarak 2100 yılına kadar olası sıcaklık değişimlerini incelemek için beş farklı iklim senaryosunu ele alacağız. Bu senaryolar, çeşitli iklim politikaları ve taahhütler göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır. Bu şekilde, politika ve taahhütlerin gelecekteki sıcaklık değişiklikleri üzerindeki potansiyel etkilerini kolayca analiz edebileceğiz.

İlk senaryoda, iklim politikalarının tamamen uygulanmadığı bir durumu ele alıyoruz. Bu durumda hiçbir iklim politikası veya taahhüt bulunmamakta ve mevcut emisyon oranlarının devam etmesi durumunda, 2100 yılına kadar 4,1 ila 4,8 °C arasında bir sıcaklık artışı beklenmektedir. Bu, küresel iklim sistemine yönelik herhangi bir müdahalenin tamamen yokluğunda ortaya çıkacak en dramatik senaryodur ve potansiyel olarak yıkıcı sonuçları temsil eder. Bu senaryo, sadece bilim kurgu filmlerinde değil, gerçek dünyada da olası bir gelecek olarak karşımıza çıkar ve küresel ısınmanın getirebileceği ciddi riskleri ve tehlikeleri gözler önüne serer.

Bu senaryo kapsamında beklenen 4,1 ile 4,8 °C arasındaki artış, dünya çapında aşırı hava olaylarının şiddetini ve sıklığını artırabilir, deniz seviyelerinde dramatik yükselmelere neden olabilir ve küresel ekosistemler üzerinde kalıcı zararlar bırakabilir. Özellikle düşük rakımlı adalar ve kıyı bölgeleri, deniz seviyesinin yükselmesinden dolayı sular altında kalabilir, bu da büyük miktarda iklim mültecisine yol açabilir ve uluslararası çatışmaları tetikleyebilir.

Ek olarak, bu derece bir ısınma tarım pratiklerini altüst edebilir, su kaynaklarının azalmasına yol açabilir ve dünya genelinde gıda güvenliğini tehlikeye atabilir. Ekstrem sıcaklıklar, halk sağlığı üzerinde doğrudan etkiler oluşturarak ölüm oranlarını artırabilir ve yeni hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.

Bu senaryo, küresel ısınmanın ciddiyetini ve acilen ele alınması gerekliliğini gözler önüne serer. Hiçbir önlem alınmadığı takdirde karşılaşabileceğimiz en yüksek sıcaklık değişimini temsil eder ve sürdürülebilir bir gelecek için küresel olarak koordineli eylemlerin önemini vurgular.

İkinci senaryoda, mevcut iklim politikalarının devam ettiği bir durumu inceliyoruz. Bu senaryo, uluslararası toplumun şimdiki iklim politikaları ve taahhütlerini sürdürdüğü bir geleceği temsil eder. Belirlenen politika ve önlemlerin uygulanmasıyla, sıcaklık artışının 3,1 ila 3,7 °C arasında sınırlı kalması beklenir. Bu sıcaklık aralığı, mevcut politikaların ısınma trendini bir miktar yavaşlattığını, ancak küresel ısınma sorununu tam anlamıyla çözmediğini gösterir.

Bu senaryo, Paris Anlaşması gibi mevcut uluslararası anlaşmaların potansiyellerini ve sınırlarını yansıtır. Paris Anlaşması, ülkeleri sera gazı emisyonlarını azaltmaya ve küresel ısınmayı bu yüzyıl sonuna kadar 2 °C ile sınırlamaya teşvik eder. Ancak, şu anda yürürlükte olan politikalar ve taahhütler, genellikle daha yüksek bir ısınma senaryosuna işaret eder. Bu, uluslararası toplumun daha agresif politikalar uygulamadan ve mevcut taahhütleri genişletmeden küresel sıcaklık artışını 2 °C'nin altında tutma hedefine ulaşamayacağını göstermektedir.

Bu durum, iklim politikalarının güçlendirilmesi ve sera gazı emisyonlarının daha hızlı azaltılması ihtiyacını ortaya koyar. 3,1 ila 3,7 °C arasındaki sıcaklık artışı, hala ciddi ekolojik ve sosyal sonuçlar doğurabilir, örneğin artan deniz seviyeleri, ekstrem hava olayları ve biyoçeşitlilik kaybı gibi. Bu etkiler, özellikle hassas ekosistemlere ve düşük gelirli topluluklara ciddi zararlar verebilir.

Bu senaryo aynı zamanda, mevcut politikaların küresel iklim hedeflerine ulaşmak için yeterli olmadığını ve bu politikaların gelecekteki etkinliklerini artırmak için uluslararası iş birliği ve yenilikçi çözümlerin gerekliliğini vurgular. Etkili iklim eylemi, yalnızca mevcut politikaların devamı değil, aynı zamanda bu politikaların sıkılaştırılması ve genişletilmesi anlamına gelir.

Üçüncü senaryoda, ulusal taahhütlerin tam olarak yerine getirildiği bir durum incelenmektedir. Bu senaryo, tüm ülkelerin Paris Anlaşması kapsamında belirledikleri taahhütleri eksiksiz olarak uyguladıkları bir geleceği temsil eder. Paris Anlaşması, ülkeleri küresel sıcaklık artışını bu yüzyılın sonuna kadar 2 °C'nin "çok altında" tutmaya ve hatta 1,5 °C seviyesine ulaşmayı teşvik eder. Bu senaryoda, bu çabalar sonucunda ısınmanın 2,6 ila 3,2 °C arasında kalması öngörülmektedir. Bu, küresel ısınmayı 2 °C'nin altında tutma hedefine yaklaşıldığını gösterse de ideal olan 1,5 °C hedefinin hala üzerinde kaldığını belirtir.

Bu senaryonun gerçekleşmesi, uluslararası düzeyde ciddi bir çaba ve iş birliği gerektirir. Tüm ülkelerin karbon salımını azaltma konusunda önemli adımlar atması, yenilenebilir enerjiye geçiş yapması ve sürdürülebilir kalkınma yollarını benimsemesi gerekir. Ancak bu şekilde küresel ısınma etkilerinin hafifletilmesi ve daha aşırı iklim olayları, deniz seviyesi yükselmesi, ekstrem sıcak hava dalgaları gibi olumsuz etkilerin önüne geçilmesi mümkün olabilir.

Bu senaryo, ayrıca dünya genelinde eşitsizlikleri de dikkate almak zorundadır. Gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelede karşılaştıkları zorluklar, gelişmiş ülkeler tarafından desteklenmeli ve finanse edilmelidir. Bu, teknoloji transferi, finansal kaynakların sağlanması ve kapasite geliştirme programları aracılığıyla olabilir. Yalnızca böyle bir küresel dayanışma ve adil bir yaklaşım ile Paris Anlaşması'nın hedefleri gerçekçi ve ulaşılabilir hale gelebilir.

Üçüncü senaryo, mevcut ve potansiyel iklim politikalarının sadece uygulanabilirliğini değil, aynı zamanda yeterliliğini de sorgulamamıza olanak tanımıştır.

Dördüncü senaryoda, küresel ısınmayı 2 °C ile sınırlamayı hedefleyen bir durum ele alınmaktadır. Bu senaryo, küresel ısınma üzerindeki tehlikeleri minimize etmek ve Paris Anlaşması'nın en iddialı hedeflerine ulaşmak için gerekli olan tüm emisyon azaltıcı önlemlerin alınmasını gerektirir. Ancak bu hedefe ulaşmak, mevcut uluslararası taahhütlerin ciddi bir şekilde gözden geçirilmesini ve önemli ölçüde artırılmasını zorunlu kılar, çünkü mevcut taahhütlerle bu sıcaklık limitine ulaşmak oldukça zor görünmektedir.

Bu senaryo, küresel olarak büyük bir enerji dönüşümünü, fosil yakıtların kullanımının hızla azaltılmasını, yenilenebilir enerji kaynaklarının hızlı bir şekilde benimsenmesini ve enerji verimliliğinin artırılmasını gerektirir. Aynı zamanda, karbon yakalama ve depolama teknolojileri gibi yenilikçi çözümlerin geliştirilmesi ve uygulanması, bu senaryonun başarısı için kritik önem taşır. Bu teknolojiler, atmosferden karbon dioksit çıkarılmasına yardımcı olur ve böylece sera gazı emisyonlarının net sıfıra ulaşmasına veya negatif olmasına olanak tanır.

Ek olarak bu senaryo, ormanların korunması ve yeniden canlandırılması gibi doğa tabanlı çözümleri de kapsamalıdır. Ormanlar, karbon yutakları olarak işlev görür ve küresel karbon döngüsünde önemli bir rol oynar. Bu nedenle, orman kaybının önlenmesi ve bozulmuş ekosistemlerin restorasyonu, 2 °C derece hedefine ulaşmak için gerekli stratejiler arasındadır.

Bu senaryonun uygulanması ayrıca, uluslararası iş birliğini ve finansmanı gerektirir. Gelişmekte olan ülkelerin, emisyonlarını azaltma ve sürdürülebilir kalkınma yollarına geçiş yapma kapasitelerini artırmak için teknolojik, finansal ve kapasite geliştirme desteğine ihtiyacı vardır. Bu, Paris Anlaşması'nda yer alan iklim finansmanı taahhütlerinin yerine getirilmesi ve artırılması ile mümkündür.

Son olarak, en iddialı ve önemli senaryo olan 1,5 °C ile uyumlu senaryoyu detaylı bir şekilde değerlendiriyoruz. Bu senaryo, Paris Anlaşması'nın öngördüğü en düşük sıcaklık artış hedefine ulaşmayı amaçlar. Bu hedef, ciddi iklim değişikliklerinin ve bu değişikliklerin yol açabileceği yıkıcı sonuçların önlenmesine yöneliktir. Bu hedefe ulaşmak için, mevcut taahhütlerin önemli ölçüde sıkılaştırılması ve geniş kapsamlı emisyon azaltma çabalarının hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Senaryomuz, fosil yakıtların kullanımının kademeli olarak azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarına hızlı bir geçiş, enerji verimliliğinin artırılması, sürdürülebilir tarım ve orman yönetimi uygulamalarının genişletilmesi ve karbon yakalama teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanması gibi stratejileri içerir. Bu çabalar, sadece emisyonları azaltmakla kalmaz, aynı zamanda atmosferden karbon çekerek net sıfır emisyon hedefine ulaşılmasına yardımcı olur.

Ayrıca, son senaryomuz, tüm dünya ülkelerinin, özellikle karbon emisyonlarında büyük paya sahip olan ülkelerin, iklim değişikliğiyle mücadelede daha fazla sorumluluk almasını gerektirir. Bu, yalnızca ulusal politikaların sıkılaştırılmasıyla değil, aynı zamanda uluslararası iş birliğinin ve finansmanın artırılmasıyla mümkündür. Gelişmekte olan ülkeler, iklim değişikliğiyle mücadelede karşılaştıkları zorlukları aşmak için teknolojik ve finansal destek ihtiyacındadır.

Bu beş senaryo, iklim politikalarının ve taahhütlerin küresel sıcaklık değişimine olan etkisini açıkça ortaya koymaktadır. İklim politikalarının uygulanmaması durumunda yüksek bir ısınma öngörülürken, mevcut politikaların uygulanmasıyla bir miktar azalma sağlanmaktadır. Ulusal taahhütlerin yerine getirilmesiyle daha olumlu bir azalma görülürken, 2 °C uyumlu senaryo ve bir buçuk santigrat derece uyumlu senaryo, sıcaklık artışını sınırlamaya yönelik önemli adımların alınmasını gerektirir. Bu sonuçlar, iklim politikalarının ve taahhütlerin küresel sıcaklık değişimi üzerindeki kritik rolünü vurgular ve iklim değişikliğiyle mücadelede atılacak adımların önemini ortaya koyar.



Headquarter: Merdivenköy Mh. Nur Sk. A Blok K:12 D:115 Business, 34730 Kadıköy/İstanbul

R&D Center: Bilişim Vadisi, Muallimköy Mah. Deniz Cad. No: 143/8 C1 Blok Zemin Kat Kapı No: Z01 Gebze/Kocaeli

Copyright © 2024 Sustable, Inc. Tüm hakları saklıdır.